Bebeklerin Temel İhtiyaçları

Doğum anne baba için farklı yeni roller getirir. Düzenlerinin çoğunun değişmesinin yanı sıra bebeklerin temel ihtiyaçları için fazladan çaba harcarlar.

Güven Duygusu

Bebeğin en temel ihtiyaçlarından biri güven duymaktır. Bebeğe dokunmak, kucaklamak, onunla konuşmak, rahat etmesini sağlamak, ihtiyaçlarını zamanında, sevgi dolu ve tutarlı şekilde karşılamak, bebeğin ihtiyaç duyduğu güvenlik duygusunu geliştirir. Güven duygusu yeterince gelişen bebek dünyayı tanımak için hevesli olur.

Bebeklerin Temel İhtiyaçları Nelerdir ?

• Ağlama ve agulamalarına cevap veren, onu rahat ve güvende tutan büyükleri tarafından sevilmeye ve onları sevebilmeye,

• Yeni fiziksel becerileri geliştirebilmek için hareket etmeye,
• Güvenli ortamlarda güvenli oyuncak ve eşyaları keşfetmeye,
• Konuşulan dili duymaya ve bazı sesler çıkarmaya…
• 1-2 yaşları arasında enerjisini boşaltabileceği, merak duygusunu giderebileceği ortam ve girişimlere ihtiyaç duyar.

Bir bebek için birinci planda gelen ve en önemli konu açlıktır. Yani çocuk bir ağız ve bir mide olarak düşünülebilir. Bebek açlığı çok yoğun olarak ve hemen şimdi giderilmesi gereken bir duygu biçiminde algılar. Mesela bir aylık bir bebek, açlıktan kıvranarak uyanır. Karnı doyduktan sonra hemen uykuya dalar ve yeniden acıkıncaya kadar uyur. Eğer anne sütünüz yetersiz ise mama ile beslediğiniz bebeğinizin de kucağa alınmaya, meme emiyormuşçasına sizin ona sarılmanıza ihtiyacı vardır.

Kısaca diyebiliriz ki bir bebeğin karnının doyurulması için yarım saat beklemesi, biz büyüklerin üç gün aç durmamıza bedeldir. Bebekler acıktığı zaman ya öfkeyle tepki gösterir ya da kayıtsızlığa saplanır. Yani yaşama karşı temel bir güvensizlik oluşturur. Çünkü önemli olan çocuğu belirli saatlerde doyurmak değil, onun açlık ihtiyacını hemen karşılamaktır. Yoksa ileride beslenme sorunlarıyla karşılaşılabilir.

Bebeğin açlıktan sonra ikinci temel ihtiyacı ise ısınmaktır. Bu konuda anneler hassas davrandıkları için fazla söylenecek bir söz yoktur.

Bebeklerin temel ihtiyaçlarından biriside uykudur.

Çocuk uyuduğu zaman bütün ev halkını susturmaya, çıt çıkmasın diye özen göstermeye gerek yoktur. Sonunda çocuk bu zoraki yaratılmış sessizlik ortamı olmadan uyuyamaz duruma gelir. Bu nedenle çocuğunuz uyurken her zamanki gibi işlerinizi yapmaya devam edin (televizyon izlemek veya radyo dinlemek gibi).
Eğer bebeğiniz hiç nedensiz ağlıyorsa yatış biçimini ve yerini değiştirmeyi deneyin. Ancak şunu hiç unutmamak gerekir ki bebeğinizin uyku alışkanlıkları ne olursa olsun büyüklerinki ile kendisinin uyku ihtiyacı arasındaki farktan dolayı yine de zaman zaman sizi rahatsız edecek durumlar olacaktır.

Bebeklerin temel ihtiyaçlarından birisede atık maddeleri vücudundan atmaktır. Kendi çocukluğumuzdaki koşullandırmaların etkisiyle, pis bezlerden tiksiniyor olabiliriz. Eğer durum böyleyse bu duygumuzu çocuğa aktarmamaya çalışmalıyız. Çünkü bebeğiniz kendi pisliğinden tiksinme duygusunda değildir. Bu tiksintiyi aşılarsanız, daha sonraki yaşlarda onun temizlik alışkanlığı elde etmesinde büyük güçlüklerle karşılaşırsınız. Ayrıca çocuk soğuk odada olmadığı sürece bezin ıslaklığından rahatsız olmaz. Bebeğiniz gece uyurken altını değiştirmek için kalkmanız gerekmez. Ancak bezleri, altında pişik yapıncaya kadar değiştirmeden bırakmaktan da kaçınmalıyız.

Bir başka temel ihtiyaç da kucağa alınma ve ona sarılıp okşanmadır. Bebeğiniz fiziksel bir gösteri olmadığı zaman sevildiğini anlamaz. Öksüz yurtlarında, bakım yurtlarında büyüyen çocuklarda, beslenip bakılmalarına rağmen, bakıcıların onlarla fazla ilgilenecek zamanları olmadığı için az ya da çok ruhsal bozukluklara rastlanmıştır.

Bu nedenle çocuğunuza sarılmak, onu okşamak sevginizi göstermek açısından içinizden ne geliyorsa, hiç çekinmeden yapın. Onu kucaklayın, öpün, sevin. Onu şımartırım diye korkmayın, bu davranışlarınızın sizin ona olan sevginizi belirleyecek ve güvenini artıracaktır. Anne sevgisi çocuğunuzun sizinle olan ilişkisi, ömrü boyunca kuracağı insan ilişkilerinin temeli olur.

Bebeklerin temel ihtiyaçları arasında entellektüel ihtiyaçlar da vardır. Burada önemli olan, dünyanın çocuğunuz için görüntüleri yavaş yavaş seçilmeye başlayan ve netliğe kavuşan bir film niteliğinde oluşudur. Son yapılan araştırmalar, eskiden beri süregelen her çocuğun belirli bir zeka düzeyinde doğduğu görüşünü çürütmektedir. Yeni bulgular, her çocuğun büyüdüğü zaman ulaşacağı belirli bir azami zeka potansiyeli ile doğduğunu ortaya koymaktadır. Yaşamın ilk beş yılı içindeki duygusal ve entellektüel uyarılar çok önemlidir.

Çocuğunuzun bu gelişimini sağlamak için ona duyma, görme, koku ve tat alma duyularını geliştirebilecek oyuncaklar vermeliyiz (kumaş parçaları, plastik şişeler, Dişlik ve Çıngıraklar, torbalar, boş karton kutular, Sesli ve hareketli oyuncaklar vs.). Yalnız oyuncaklar yutulabilecek kadar küçük olmamalı ve temiz olmalıdır.

Çocukla sürekli konuşmak da çok faydalıdır. Alt değiştirirken, mama yedirirken sürekli konuşun. Bu durun onun için bir duyu ve zeka uyarısı olacaktır. Çocuklarınızla içinizden geldiği zaman oynayın. Canınız çekerse kucaklayıp sarılın. Bunları bir görev olarak yapmaya kalkışmayın. İçinizden geldiği zaman yaparsanız, bütün bunlar sizin için de bebeğiniz için de zevk olacaktır. Kimi anne-babalar bu zevkten yoksundurlar. Onlar için iyi çocuk demek, ses çıkarmayan, yaramazlık yapmayan, annesinin ev işlerini engellemeyen, dikkati üstünde toplamaya çalışmayan çocuk demektir. Ancak bu “iyi çocuklar” gereken duyu ve zeka uyarılarından yoksun büyürler ve yeterli gelişmeyi gösteremezler.